10 Mart 2016 Perşembe

3.kuşak bir mübadilin Selanik'i..

Sevgili anneannem Hasbiye Hanım ile sadece 15 yaşıma kadar beraber yaşayabildim. Anneannem her zaman hikayeler anlatıp bizlere bunlardan dersler verirdi. Annesi Halide Hanım 35 yaşlarında memleketi bildiği Selanik'in Drama kasabasından Lozan mübadelesi sebebi ile kucağında 2 yaşında anneannemden başka 6 aylık teyzeannem ve 2 üvey oğlu ile İstanbul'a gelmiş 1.kuşak bir mübadildir. Anneanneme ve ondan da bize hüzünlü mübadil hikayeleri birer masal gibi anlatıldı.
 
Annemin ailesinin Selanikli oluşları ve ulu önder Atatürk'ün de memleketi olması sebebi ile her zaman Selanik benim kalbimde çok özel bir yere sahip olmuştur. 10 sene önce derneğimiz ile ilk gidişimde çok duygusal zamanlar yaşamıştım. Bugünler de büyük bir şehir olan Drama'nın bir köyü olan Zağrıç'ta anneannemin doğduğu evi görmüştüm.
 
6 ay kadar önce çok özlediğim Selanik'e tekrar gidebilme fırsatım oldu. Selanik'in İzmir'e benzer yapısı, damarlarımda dolaşan Ege kanı ile benim için memlekete gelmiş hissi uyandırıyor. Ben yine  burada çok duygulanıyorum. Selanik'in Kordon havasındaki deniz kenarında, insanlar eğleniyor, geziyorlar. Yaşananları bilen, okuyan benim gözlerim Ege'nin sularına dalıyor. 93 sene önce tam da buralarda hüzün, ayrılık ve perişanlık kol geziyordu. Gemiler ile insanlar yerlerinden, yurtlarından koparılıyordu. Denize açılan bir tekneye binip, Selanik'e denizden bakıyorum ve yaşananları düşünüyorum. Yaklaşık bir asır geçmiş ve bizler 3.kuşak olarak özgürce gelip buraları gezebiliyoruz. Yaşanan dramı anlayamasak da onları yad edebiliyoruz.
 
 
 
Selanik'in gezilecek yerlerinin başında tabi ki Türkiye Konsolosluk binasının bahçesinde bulunan Atatürk evi geliyor. Atatürk'ün doğduğu düşünülen ( bazı kaynaklarda Atatürk'ün başka bir yerde doğduğu belirtiliyor) 1953 yılında müzeye dönüştürülen ev, en son 2013 yılında ki restorasyondan sonra bugünkü halini almış. 10 sene önce ki ziyaretimde bulunan eşyalar bu sefer yok. Üzülerek yazıyorum ki eski hali çok daha güzeldi. İçinde bulunan eşyalar ile oluşan tarihi havası ortadan kalkmış. Duvarlarında fotoğraflar olan modern havayı  maalesef ben beğenmedim. Sadece Atatürk'ün balmumu heykeli ilgimi çekti.




 
 
Selanik'e gelince kaleye çıkıp oradan manzaraya bakmayı çok seviyorum. Selanik manzarası ve Ege denizi bir tablo gibi gözlerimin önüne seriliyor. Oradan aşağılara kalabalık şehrin sokaklarına inip dolaşmak çok keyifli oluyor.
 
Şehrin merkezinde Unesco Dünya Mirası Listesinde bulunan Aya Dimitri kilisesi her zaman turistlerin uğrak yeri oluyor. Bu ilgi çekici yapı Bizanslılar tarafından 1400 lü yıllarda kilise olarak yapılmış ve Aziz Dimitri'ye adanmıştır. Kilise, Osmanlı Hükümdarlığı zamanında camiye çevrilerek Kasımıye Camisi adını almıştır. Yunanistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra tekrar kiliseye çevrilip ibadete açılmıştır.
 
Selanik şehrinin simgelerinden sayılan, deniz kenarından bulunan Beyaz Kule bir Osmanlı eseri. İçinde Selanik tarihini anlatan bir müze bulunan kule harika bir manzara sunmakta. Kuleden biraz ilerleyince karşımıza Zangolopoulos Şemsiyeleri çıkıyor. Özellikle gün batımında çok güzel bir görüntü sunuyorlar.
 
Benim en çok ilgimi çeken ve gezmeyi çok sevdiğim müzelere burada yenilerini ekliyorum. Selanik Arkeoloji Müzesi ve Bizans Kültür Müzesini çok keyif alarak geziyorum. Özellikle Antik Yunan eserleri ile arkeoloji müzesi benim çok ilgimi çekiyor. Müze kafelerinde hem dinlenip hem keyifli zaman geçiriyoruz.

Bu arada fotoğrafta  görülen kahveler bizim Türk kahvemiz görünümünde olsa da adı Yunan kahvesi. Bir zamanlar tek vatan olmaktan ötürü Yunanlılarla benzer hatta aynı tatları çok paylaşıyoruz. Daha önce Türk ve Yunanlı arkadaşlarımın bizim, sizin kahvemiz kavgalarına şahit olup, benci senci bir insan olmadığım için hiç karışmadım.

 
 
İstanbul'da bulunan Aya Sofya'ya benzetilerek yapılan Selanik'in Aya Sofya kilisesini gezip, Aristotales meydanında keyifli bir mola veriyoruz. Tatlı bir sonbahar havasında, çok sevdiğim Selanik sokaklarında vakit geçirmek beni çok mutlu ediyor. Selanik'in tavernaları ile meşhur bölgesi Ladadika ise akşam yemek yerken çok keyif aldığımız bir yer. Masamızda meşhur Yunan salatası, taze deniz mahsulleri, mezeler ve milli yunan içkisi Ouzo bulunuyor. Sokak sanatçılarının güzel müzikleri ile unutulmaz, bir akşam geçiriyoruz. Tekrarını dileyerek çok sevdiğim Selanik sokaklarına veda ediyoruz..
 
 
 
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder